Nanofotonik

testwiki sitesinden
22.22, 24 Şubat 2025 tarihinde imported>İmmortalance tarafından oluşturulmuş 2602 numaralı sürüm (Uygulamaları ve tarihçe: yazım hatası, değiştirildi: 1873'da → 1873'te)
(fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
Lycurgus kupası, 4. yüzyıl. Roma dönemine ait bu cam kupa, içinden aydınlatıldığında renk değiştirmektedir. Bunun nedeni, camdaki nanometre boyutlarındaki altın ve gümüş parçacıklarının içeriden gelen ışık ile etkileşime girmesidir. (Yüzey plazmon rezonansı)

Nanofotonik ya da nano-optik, ışığın nanometre boylarındaki özelliklerini ve bu boyutlardaki maddelerle etkileşimini inceleyen fotonik ile nanoteknolojinin bir alt dalıdır. Optik, malzeme bilimi ile elektrik mühendisliği ile yakın bir ilişki içinde olan nanofotoniğin uygulamaları arasında dalga boyundan küçük nano-anten sensörleri, nanometre boyutlu dalga kılavuzları, yeni nesil fotolitografi teknikleri, yüksek çözünürlüklü mikroskoplar ve metamalzemeler bulunmaktadır.

Nanofotonik, morötesi, görünür ve kızılötesi frekanslardaki elektromanyetik dalgaları incelemektedir; bu frekanslar, boşlukta 300 ile 1200 nanometre dalga boylarına tekabül etmektedir.

Prensipleri

Kırınım sınırı

Nanofotonik uygulamalarının geliştirilmesindeki temel motivasyonlardan biri ışığın kırınım sınırıdır. Işığın dalga özelliklerinin bir sonucu olan bu sınır, ışığın sıkıştırılabileceği en küçük boyutu ışığın boşluktaki dalga boyu ile ilişkilendirir. Belirsizlik ilkesine göre bir fotonun uzayda tek bir eksende sınırlandığı aralık (Δx) ile dalga numarasının dağılımı (Δkx) arasında

Δx12Δkx

ilişkisi bulunmaktadır. Dalga numarası ile dalga boyu arasındaki ilişki göz önünde bulundurulduğunda bu eşitsizlik Rayleigh kırınım sınırına benzer bir şekilde ifade edilebilir:

Δxλ4π

Bu durum, bir düzlem dalganın normal şartlar altında hapsedilebileceği en küçük sınırı belirler; mikroskop, teleskop ve kamera gibi birçok optik sistemin çözünürlüğü için bu sınır geçerlidir. Nanofotonikte ışığın nanometre boyutlarında manipüle edilerek bu sınırın aşılması hedeflenir.Şablon:Sfn

Yakın bölge optiği

Bir radyasyon kaynağının yakın ve uzak bölgesi

Helmholtz denklemine göre ışığın herhangi bir n ortamındaki dalga vektörünün kn=kx2+ky2+kz2 ilişkisine uyması gerekmektedir. Bazı ortamlarda bir eksendeki dalga vektörünün büyümesi ile kırınım sınırı bu eksen için küçültülebilir ve ışık daha küçük bir alana sıkıştırılabilir. Bu durumda diğer eksenlerdeki dalga numaraları eşitliği sağlayabilmek için sanal değerler alacaktır. Bu durumda ışık bu eksenlerde evanesan dalga halini alır. Örnek olarak, sadece x eksenindeki kx dalga numarası boşluktaki dalga numarasından daha büyük olan bir ışık hüzmesi fazör gösterimi ile eikxxkyykzz şeklinde ifade edilebilir. Bu dalga y ve z eksenlerinde üstel bir şekilde sönümlenecek ve bu yönlere doğru net bir güç akısına yol açmayacaktır.Şablon:Sfn

Evanesan dalgalar, sönümlenmeleri nedeniyle radyasyon kaynağının uzak bölgesine kadar ilerleyememektedir; bu dalgalar sönümlenmelerinden dolayı ancak radyasyon kaynağının birkaç dalga boyu kadar yakınındaki yakın bölgesinde var olabilmektedir. Düşük dalga boyları ile ilgili bilgi taşıyan evanesan dalga öğelerinin mikroskop gibi standart optik aygıtlarla sezilememesi klasik optikteki kırınım sınırının temel nedenlerindendir. Nanofotonikte incelenen temel olaylar arasında yüzey plazmonları ya da floresan emitör radyasyonları bulunmaktadır; bu iki olayda da evanesan dalgalar devreye girmektedir. Sönümlenen dalgalarda kaybolan bilgilinin yakın bölgede incelenmesi ile kırınım sınırı aşılabilmektedir.Şablon:Sfn

Floresan emitör, kuantum noktaları ve ışık saçılması gibi radyasyon kaynakları tek bir frekans için geniş bir dalga boyu spektrumunda ışık yayabilmektedir; bu kaynakların tepkileri yaklaşık olarak bir ideal Hertz dipolü olarak hesaplanabilmektedir. Nanofotonikte dipol emitörlerin düzlemsel yüzeyler yakınındaki emisyonları sıklıkla incelenmektedir ve bu incelemelerde Green fonksiyonları kullanılır. Kaynağın yakın bölgesindeki evanesan dalga öğeleri de katmanlı yapılarla etkileşime girecektir.Şablon:Sfn[1]

Nanofotonikteki birçok uygulama yarı klasik bir şekilde modellenebilmektedir; bu modelde malzeme özellikleri için kuantum ve dalga mekaniği, ışığın davranışı için ise klasik elektromanyetik teori kullanılır. Raman saçılması gibi bazı durumlarda ise kuantum elektrodinamiği prensiplerinin kullanılması gerekebilir.Şablon:Sfn

Yüzey plazmonları

Bir yalıtkan ile metal yüzeyi arasında hareket eden yüzey plazmon polaritonu. Dalganın hareket ettiği yüzeyin üstü yalıtkan, altı ise metaldir.

Şablon:Ana Metallerin nanometre düzeyinde elektromanyetik dalgalarla etkileşimleri nano-optikte sıklıkla incelenmektedir. Metallerdeki serbest elektronların görünür ve kızılötesi frekanslardaki ışıklarla etkileşimi ile yüzey plazmonu adı verilen dalgalar oluşur. Bu dalgalar, metallerin yüzeyindeki elektron yoğunluğu salınımının ışık ile birlikte eşlenerek hareket etmesi olarak düşünülebilir.Şablon:Sfn

Yüzey plazmonlarının bir türü olan yüzey plazmon polaritonları, metaller ve yalıtkanlar arasındaki yüzey boyunca hareket eder. Bu dalgalar, yüzeye dik olan eksenlerde evanesan dalga biçimini alır; bu sonucu olarak ışık büyük ölçüde metal ile yalıtkan yüzeyine sıkışmış olur.Şablon:Sfn Bir diğer yüzey plazmonu türü ise lokalize yüzey plazmonlarıdır; bu plazmonlar ışığın dalga boylarından çok daha küçük metal nanopartiküllerinde gözlemlenir. Partikülün geometrisine bağlı olarak gelen ışık plazma salınımlarının rezone olmasına yol açar. Bunun sonuncunda elektrik alan büyük ölçüde nanopartikülün yüzeyine sınırlanır.Şablon:Sfn

Işığın metallerle etkileşiminin incelenmesi plazmonik veya nanoplazmonik bilimi olarak bilinmektedir.Şablon:Sfn

Fotonik kristaller ve metamalzemeler

Şablon:Ana Malzemelerin ışığın dalga boyundan küçük periyotlarda dizilmesi ile ışığın davranışı ve ilerlemesi kontrol edilebilmektedir. Bu şekilde yarı iletkenlerdeki elektronik bant aralığına benzer bir fotonik olan bir malzeme oluşturulabilir; bu frekans bant aralığındaki fotonlar bu malzemeden geçemez. Bu malzemeler fotonik kristaller olarak bilinmektedir ve nano-optikte incelenmektedir.Şablon:Sfn

Uygulamaları ve tarihçe

Dosya:Fluorescent and confocal microscopes.ogv Nanofotoniğin temel motivasyonlarından biri olan mercekli sistemlerin kırınım limiti, Ernst Abbe tarafından 1873'te ve Lord Rayleigh tarafından 1879'de bulunmuştur. Nanofotonikteki öncü görüntüleme metotlarından olan yakın bölge mikroskobu tekniği ilk kez İrlandalı fizikçi Edward Hutchinson Synge tarafından 1928'de öne sürülmüştür;[2] bu yöntemde yakın bölgedeki evanesan dalgaların toplanması ile yüksek çözünürlüklü görüntüler elde edilmektedir. Benzer bir teori 1956'da gök bilimci John A. O'Keefe tarafından da öne sürülse[3] de yöntem deneysel olarak ilk kez 1972 yılında E. A. Ash ve G. Nicholls öncülüğünde geçirilebilmiştir. Ash ve Nicholls bu çalışmalarında mikrodalga frekanslarını kullanmış ve 10 cm'lik dalga boyunun 60'ta biri kadarlık bir çözünürlük elde etmiştir.[4] Floresans ve darbeli lazer teknolojilerinin geliştirilmesi ile konfokal mikroskopi, ikinci harmonik mikroskopi ve anti-Stokes Raman mikroskopisi gibi çeşitli teknikler de geliştirilmiştir. 1980'li yıllarda taramalı sondalı mikroskopların geliştirilmesi ile incelenen numune ve sonda arasındaki uzaklığın titiz bir şekilde ayarlanabilmesi mümkün olmuştur.Şablon:Sfn

Altından yapılma bir plazmonik nano-anten tasarımı. Bu antenin kalınlığı 50 nm civarındadır.

Yüzey plazmonlarının varlığı ilk kez 1957 yılında Rufus Ritchie tarafından öngörülmüştür.[5] Yüzey plazmonlarını kullanan ilk deneysel konfigürasyonlar ise 1960'lı yılların sonlarında A. Otto ve E. Kretschmann ile H. Raether tarafından öne sürülmüştür.[6][7] Otto konfigürasyonu ile Kretschmann-Raether konfigürasyonları daha sonra icat edilen birçok yüzey plazmon rezonansı sensörlerinin temelini oluşturmuştur.Şablon:Sfn Yüzey plazmon nanopartikülleri ve nano-antenleri çeşitli biyosensör tasarımlarında ve yüzeyde geliştirilmiş Raman spektroskopisi (SERS) gibi yöntemlerde hassaslığı ve çözünürlüğü artırmak için kullanılmaktadır.[8] Plazmonik dalga kılavuzlarının ise fotonik devre ile nanoelektronik uygulamalarında kullanılması hedeflenmektedir; plazmonik aygıtlarda ışığın optik fiberlere göre daha küçük bir alana sıkıştırılabilmesi elektronik ve fotonik devrelerin nanometre boyutlarına küçültülebilmesini mümkün kılmaktadır.[8][9] Plazmonik katmanların aynı zamanda LED ve OLED gibi teknolojilerdeki radyasyon etkenliğini de arttırması hedeflenmektedir.[9] Işığın plazmonlar ile daha küçük boyutlara odaklanabilmesi, plazmon-bazlı yeni nesil fotolitografi tekniklerinin geliştirilmesine katkıda bulunmuştur.[9]

Şablon:Clear

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Şablon:Kaynakça

Bibliyografi

Şablon:Otorite kontrolü

  1. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; novotny-forbidden isimli refler için metin sağlanmadı
  2. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; synge isimli refler için metin sağlanmadı
  3. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; okeefe isimli refler için metin sağlanmadı
  4. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; ash-nichols isimli refler için metin sağlanmadı
  5. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; ritchie isimli refler için metin sağlanmadı
  6. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; otto isimli refler için metin sağlanmadı
  7. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; kretschmann isimli refler için metin sağlanmadı
  8. 8,0 8,1 Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; nature-halas-review isimli refler için metin sağlanmadı
  9. 9,0 9,1 9,2 Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; ozbay-review isimli refler için metin sağlanmadı